Kayserispor Maç Sonu
KAYSERİSPOR MAÇ SONU
Herkese selamlar. Esasında blogda maç sonu yazılarını maçtan bir gün sonra yazmak istiyordum ama bugün paylaşmak istedim. Pandemi sonrası çok kritik dört haftalık sürece girmiştik. Oturup hesap yaptığımda 4 maça 8 puan yazmıştım. Pandemi sonrası 27.haftaya hatırlayacağınız üzere 28 puanla girmiştik. 36 puanın da bizi ligde tutmaya yeteceğini düşünüyordum. Sonrasında artık gelecek planları yapılır diye düşünüyordum. Evdeki hesap çarşıya uymadı tabi.
Hani derler ya tanrıyı güldürmek istiyorsan ona hayallerinden bahset diye gerçekten de öyle. Hele konu Gençlerbirliği olunca daha bir geçerli oluyor bu söz. Gençlerbirliği bugün Kayserispor karşısında yine arefeyi gösterip bayramı göstermedi.
En az 1 puan almak zorunda olduğumuz maça çok kötü başladık. Gençlerbirliği sahaya Kristoffer Nordfeldt, Ahmet Oğuz, Zargo Toure, Arda Kızıldağ, Halil İbrahim Pehlivan, Yasin Pehlivan, Berat Ayberk Özdemir, Fabricio Baiano, Daniel Candeias, Giovanni Sio ve Bogdan Stancu 11’i ile çıktı. Kadrolar açıklandığında taraftarın sevindiği bir konu ve iki tereddüt düştüğü konu vardı sanırım. En azından ben de bu şekilde karşılık gördü. F. Ramos’un cezalı olduğu hafta Arda Kızıldağ hamlesi tüm taraftarı mutlu etmiştir sanırım bizim çocuk da gayet güzel oynadı hatta o kadar çok övdük ki nazar değirdik galiba zira 78.dakikada oyundan sakatlanarak çıktı. Tereddüt konularına gelecek olursak ilk olarak Stephane Sessegnon’un kadroda olmaması herkesi şaşırttı, geçen hafta formsuz bir görüntü çizmişti bu konudan rahatsızlık duyanlar da vardı ama komple maç kadrosunda olmamasını kimse beklemiyordu ki nitekim hafif bir sakatlığı olduğu için riske edilmediğini öğrendik. İkinci konumuz ise Ahmet Oğuz. Maçtan önce benim en çok çekindiğim mevki sağ bek pozisyonuydu çünkü Erdem cezalıyken Ahmet’in oynaması muhtemeldi. Ahmet her geçen gün geriye gidiyor ve bundan rahatsızlık duymuyor. Bu da korkumun sebebini oluşturuyordu.
Nitekim maç saati geldi ve başladı. Gençlerbirliği Sessegnon’un eksikliğinde orta sahadan top çıkarmakta çok zorluk çekerek başladı maça. Defansif yönü güçlü üç orta sahayla maça çıkınca defansif aksiyonların başarılı olacağını düşünmüştüm ama o noktada da Ahmet ne kadar kötü olabilirse o kadar kötü oynayarak bizi sürekli tehdit altında bıraktı.
Tarafların birbirlerini tarttığı ilk 15 dakikalık bölümden sonra Kayserispor oyunda ağırlığını hissettirdi ve oyunu bizim yarı sahamıza yıktı. Bu zaman diliminde kontra ataklar denemeye çalışsak da sadece denedik çünkü topu hiç üçüncü bölgeye taşıyamadık. 16. dakikada Arda’nın maçta bence tek hatası olan pozisyonda rakip forvet Mesanovic geriye iyi kaçtı ancak Nordfeldt zamanında çıkarak pozisyonun gole dönüşmesine engel oldu. Bu dakikadan sonra Kayserispor tüm ataklarını sol kanattan geliştirmeye başladı. Ahmet Oğuz’un sevimli hayalet Casper’ı oynamak istemesi üzerine Paulo Henrique antrenmanlardan daha rahat bir maç çıkarttı ve adeta kanadını otobana çevirdi. Nitekim yine o kanattan gelişen bir pozisyonda rahat bir orta geldi Kayserispor adına günün kahramanı Paulo Henrique 36.dakikada topu kontrol edip önüne aldı ve şık bir vuruşla golü buldu.
Maçın bundan sonraki bölümünde beklenen Kayseri’nin defans yapıp kontra ataklarla farkı açmasıydı ama bizim etkisizliğimiz ilk yarıda bunu çok izlememize müsade etmedi. İkinci yarıya Hamza Hoca Yasin-Ayite değişikliğiyle başladı ki bu hamle oldukça iyi geldi. Takım topu Kayseri’nin de geri çekilmesiyle daha rahat ileriye taşımaya başladı. İlerleyen süreçte çektiğimiz acılara daha fazla dayanamayan Hamza Hamzaoğlu kendisinin standartlarına göre yine erken bir değişiklikle Ahmet’i oyundan çıkarıp Sefa’yı aldı.
Peş peşe bulduğumuz pozisyonlarda Çanakkale Geçilmez’i oynayan Kayserispor defansı ve kalecisi gole izin vermedi. Stancu’nun kafa vuruşunun direkten dönmesi, Ayite’nin sert şutunun defansın içinde kaybolması gibi pek çok pozisyonda şansımızı denesek de golü bulamadık. 78.dakikaya geldiğimizde herkesi korkutan bir görüntü vardı çünkü günün bizim adımıza en büyük kazancı Arda Kızıldağ sakatlık nedeniyle sahayı terk ediyor yerine İlker Karakaş giriyordu.
Gençlerbirliği maçın son bölümlerinde Zargo ve Halil İbrahim defans hattını Sefa ile güçlendirerek tüm riskleri aldı ve hücuma devam etti ancak son bölümde yorgunluğun ve mevcut kadronun da etkisiyle Kayserispor kontra atakları sıklaştı ve yine bunlardan birinde golü bulup fişi çekti.
Şimdilik pek konuşulmayan ama bence bir sorun ise Stancu. Malumunuz üzere Stancu bu sezon bizim adımıza inanılmaz işlere imza atıyordu. Yaklaşık her 3 şutunda bir gol bulan Rumen forvet son üç maçında suskun kaldı. Özellikle bugün yakın mesafeden baskı altındaki kafa vuruşunda gole yaklaşsa da tüm maçı sadece 2 şutla tamamladı. Keza bir diğer gol ayağımız Sio da maçı sadece 2 şutla tamamladı. Hücum hattımızın böylesi kötü bir performans sergiledi maçta defanstaki bireysel hatalar sonumuzu getirdi.
Bizim adımıza en azından beraberlik almamız gereken bir maçtan puansız dönmek biraz kötü ve can sıkıcı olacak burası muhakkak. Ancak halen rakiplerimize göre puan durumu ve fikstür avantajımız devam ediyor. Bizim derhal ligde kalma barajı olması muhtemel 36-37 puanı bulup gelecek sezon planlamarına başlamamız lazım. Bu maçta kaybedilen 3 puan ile Kasımpaşa maçının da önemi arttı. Bizim maçtan sonra oynanan maçta hedefsiz Göztepe’ye karşı aylar sonra kazanan Malatya’nın da umutları yeşerdi. Bizim için iyi geçecek bir Kasımpaşa maçı ve galibiyeti Malatya maçı öncesi bize moral olacaktır keza üzerindeki stresi nispeten azaltan Malatyaspor’da gelecek hafta Fenerbahçe karşısında puan kazanırsa deplasmandan puan ile dönmek daha da muhtemel olacaktır.
İki haftalık kötü oyun süreci pandemi sonrasında bizi rahatsızlığa sürüklese de Hamza hocanın bugün oyuna müdahaleleri bence yerindeydi artık hafta içi Kasımpaşa’yı her anlamda incelemeli ve çözmeliyiz aksi takdirde bizim için geri dönüşü zor bir noktaya doğru gideceğiz.
Her şey yolunda gider ve toparlanırsak son 4 haftadaki beklentim şöyle;
Yorumlar
Yorum Gönder