Konyaspor Maç Sonu Yazısı
İKİNCİ HAFTA İLK PUAN
Gençlerbirliği dün sezonun ikinci karşılaşmasında ilk iç saha maçında Konyaspor karşısında sahaya çıktı. Kırmızı karalar yine 4-1-4-1 dizilişi ile sahaya çıkarken kalede Nordfeldt, savunmada Mattias, Zargo, Diego ve Halil İbrahim tercih edildi. Geri 5’li geçen hafta olduğu gibi yine aynı şekilde karşımıza çıktı. Orta sahada ön libero mevkiinde bu kez yeni transfer Motta yerini aldı. İleride solda Candeias ortada Soner ve Sefa sağda Sio forvette ise Stancu’nun olduğu bir 11 ile sahaya çıktık. Geçen haftanın 11’inden farklı olarak bu hafta Berat ve Ayite’nin kesik yediğini yerlerine ise Motta ve Sefa’nın geldiğini gördük.
Geçen haftadan farklı olarak bu hafta maç başındaki o sürpriz önde presi tercih etmedik. Tahminlerimizle paralel olarak maçın ilk yarısında topla daha çok oynayan ama ne yaptığını ya da yapacağını bilmeyen bir Gençlerbirliği izledik. Konyaspor’un daha doğrudan paslarlar hücuma çıktıklarını görsek de sezon öncesi hazırlık maçı yapmayan takımlardan biri olan rakibin bizde de olduğu gibi bu eksikliği onlar adına hissedildi. Son derece sıkıcı olan ilk yarı sonunda iki takımda gol bulamazken bu süre içerisindeki tek isabetli şut Miya’dan gelirken bu şutu Nordfeldt rahatlıkla kurtardı.
İkinci yarı teknik direktörlerin hamleleri merak ediliyordu. İkinci yarıya Gençlerbirliği Soner - Murat Yıldırım değişikliği ile başlarken Konyaspor ilk yarıdaki kadrosunu korudu. İkinci yarıda Konyaspor’un yorgunluk belirtileri de göstermesi ve skoru koruma eğiliminin de etkisiyle daha etkili bir görüntü sergiledik. Bence yapmamız gereken kanat atağını da bu yarıda 58.dakikada yaptık. Oyun kurucu olmayan ve üretkenlik bakımından kanat oyuncularına ve forvetlerin bireysel becerilerine güvenen takımlar için son çizgiden yapılan sert ortalar oldukça etkili olabiliyor. Tam da bunu 58.dakikada bu sezon ilk kez yaptık. Candeias’ın ara pasında Mattias hareketlendi, topu alıp son çizgiye indi ve içeri çevirdi. Stancu’nun vuruşu ise az farkla auta gitti. Bu tür atak organizasyonlarını arttırmak faydamıza olacaktır. Maçın son 10 dakikasında Arda’nın oyuna girmesiyle 3-4-1-2 taktiğine döndük. Nobre’nin bir şeyler denediğini gösteren bu hareket benim hoşuma gitti. Bu konuya ileride tekrar değineceğim. İkinci yarıda biraz daha etkili gözüksek de 9 şutumuzdan sadece birisi isabetli oldu ve maç 0-0 sona erdi.
Bu maçla beraber gol orucumuz 375 dakikaya çıktı. Son golümüzü Stephane Sessegnon Göztepe deplasmanında penaltıdan atmıştı. Gençlerbirliği 9 gol daha atması durumunda lig tarihindeki 2000.golü atmış olacak.
Bireysel oyuncu performanslarından biraz bahsedecek olursak defans hattının iyi bir maç çıkardığını söylemek mümkün. Zargo ve Diego arasındaki uyum artmış ve ikisinin de performansı iyidi. Ancak bunda Konyaspor hücumcularının zayıf performansı da etkili. Geçen hafta yediğimiz ikinci gol sonrası benim de buradan eleştirdiğim Halil İbrahim pozisyon ofsayt olsa da maçın 72.dakikasında güzel bir geri koşu yaptı. Hibo’nun düzelme göstermesi bizim adımıza olumlu bir durum.
Piris Da Motta ise Nobre’nin istediği kadar varmış dedirtti. Kariyeri düşüşte olduğu için taraftarımızca zaman zaman şüphe uyandırsa da dünkü ilk maç performansı harikaydı. Maçta %93 pas isabeti, 7/8 uzun top isabeti, 2/2 başarılı dribling, 2 şut, 1 kilit pas, 4 ikili mücadele kazanma ve 3 başarılı defansif aksiyon ile günün iyi isimlerindendi.
Oyuna sonradan giren Murat Yıldırım haricinde diğer hücum oyuncuları pek iyi performans gösteremezlerken özellikle Candeias oldukça kötü günündeydi.
Nobre’nin maç performansı hakkında yorum yapacak olursak iyi bir maç çıkardığını söylemek mümkün. Rakibe hazırlanmış ve kendi taktiğini uygulamaya çalıştı diyebiliriz. En büyük sıkıntı üretken bir oyuncu olmaması Nobre de bu sıkıntının farkında ve maç sonu açıklamasında buna değinmiş. Geçen sene Hamza hocada en çok eleştirdiğim konu kadrodan memnunum demesiydi. Nobre ise maddi duruma göre bir forvet ve bir oyun kurucu almak istiyoruz diyerek bu eksikliğin farkında olduğunu gösterdi. Umarım bize Güney Amerika’dan bu mevkilere genç ve yetenekli isimler getirip bizleri mutlu eder. Nobre için özellikle belirtmek istediğim konu maçın sonundaki taktik değişiklikti. Nobre elindeki malzemelerle bir şeyler yapmayı deniyor. Son olarak Nobre’nin 2009/10 sezonundan beri devam eden teknik direktörlerin Gençlerbirliği ile iç sahada çıktıkları ilk maçlardaki yenilmez serisinin devam etmesi de güzel bir istatistik oldu.
Yorumlar
Yorum Gönder